Kamu kurum ve kuruluşlarınca, personel güvenliğinin sağlanması, ulaşımın kolaylaştırılması ve hizmet gerekleri gibi gerekçelerle kamu konutu edinme yoluna gidilmektedir. Kurumlarca kamu konutu edinilmesinde, personel ve ailelerinin piyasaya nazaran daha az bir kira karşılığı barınmalarının sağlanması ve dolayısıyla kamu görevlilerine bir nebze maddi kolaylık sunabilme amacının da olduğunu söyleyebiliriz. Kamu görevlilerine sunulan imkanın belli bir disipline bağlanabilmesi ve konuttan yararlanan çalışanlar arasında eşitliğin sağlanabilmesi için 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak Kamu Konutları Yönetmeliği çıkarılmıştır.
Kamu Konutları Yönetmeliğinin eki (4) sayılı Sıra Tahsisli Konutların Puanlama Cetvelinde konut sahibi olanlar için "i) Personelin kendisinin, eşinin, çocuğunun ve kanunen bakmakla mükellef bulunduğu ve konutta birlikte oturacağı aile fertlerinden, konutun bulunduğu il veya ilçenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde oturmaya elverişli konutu olanların her konut için (- 15) puan,
j) Personelin kendisinin, eşinin, çocuğunun ve kanunen bakmakla mükellef bulunduğu ve konutta birlikte oturacağı aile fertlerinden, aynı il veya ilçede (i) bendi kapsamı dışında kalan yerler ile başka il veya ilçelerde oturmaya elverişli konutu olanların her konut için (-10) puan." verileceği hükme bağlanmıştır.
Söz konusu hüküm hem sıra tahsisli hem de görev tahsisli olarak konutta oturacaklar için uygulanmaktadır. Hükümde puanlama hesabında mülkiyetinde konut olanlar için konutun bulunduğu yere göre puan düşürülmesi yöntemi benimsenmiştir.
Oysa yukarıda zikrettiğimiz gibi kamu konutlarının kamu görevlilerine tahsis edilmesindeki amaç, piyasaya nazaran daha az bir kira karşılığı barınmaları ve maddi olarak bir nebze kamu görevlilerini desteklemektir. Bu amaçlara rağmen mülkiyetinde konut olanlardan sadece puan azaltılmasının Kanunun amacıyla çok da örtüşmediği ve hakkaniyete uygun düşmediği kanaatindeyiz. Bu nedenle, kendisinin, eşinin, çocuğunun ve kanunen bakmakla mükellef bulunduğu ve konutta birlikte oturacağı aile fertlerinden birisinin konutun bulunduğu il veya ilçenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde oturmaya elverişli konutu olanlara kamu konutu tahsisinin yapılmayacağına dair hükmün konulmasının hakkaniyete daha uygun olduğu düşünmekteyiz.